Uygulama Prosedürleri yazmış olduğunuz e-mail adresine gönderilecektir. Lütfen geçerli bir mail adresi giriniz!
SELÜLİT
Deride portakal kabuğu görünümü ve çukurcuklarla seyreden, deri ve yağ dokusundaki düzensiz görünümü tanımlayan genel bir kavramdır. Özellikle hanımlarda görülen, sıklıkla kalça ve karın bölgesindeki deri altı yağ dokusunun metabolik bozukluğu olarak tanımlanabilir. Ancak şişmanlık ile karıştırılmamalıdır.
Selülite neden olan birçok faktör olduğu düşünülmektedir. Selülitler; kronik venöz yetersizlik ve varislerle beraber seyredebilir. Bu durumda deride ince ve kalın kılcal damar çatlamaları göze çarpar. Kan ve lenfatik dolaşım bozukluklarının selülite neden olduğu bir gerçektir. Bu yüzden tedavinin bir bölümünü, dolaşım bozuklukları ile mücadele oluşturur.
Ayrıca selülit oluşumunda hormonal faktörlerin rolü de tartışmasızdır. Selülitin başlamasında ve ilerlemesinde en önemli hormonlardan birisi östrojendir. Bu yüzden selülit en çok kadınlarda olur; ergenlik döneminden sonra başlar ve hamilelik, menstruasyon ve menopoz dönemlerinde artış gösterir.
Tüm bunların dışında selülitin oluşumunu kolaylaştıran birtakım ek faktörler vardır.
- Bunların başında genetik yatkınlık yer alır. Yağ ve karbonhidratların fazla alındığı dengesiz beslenme, aşırı tuz tüketimi ve liften fakir diyet de selülitin artışına neden olur. Hareketsiz yaşam tarzı, sıkı giysiler ve yüksek topuklu ayakkabılar; baldır kaslarında disfonksiyona ve azalmış kas pompalama mekanizmasında hasara yol açarak, venöz dolaşımın azalmasına ve dolayısıyla selülite neden olur.
- Sigara da yine mikrodolaşımı ve doku oksijenlenmesini azaltır ve serbest radikal oluşumunu artırır.
- Alkol de yağ metabolizmasını etkileyerek selülit oluşumunda olumsuz etkilerde bulunur.
Selülit, kadınlarda ciddi kozmetik kaygılara yol açan multifaktöryel bir deri değişikliğidir. Bu konuda kişilerin ruhsal ve maddi suiistimaline çok uygun bir pazar vardır. Bu nedenle selülit, mutlaka bir uzman kontrolünde tedavi edilmesi gereken bir durumdur.
Selülitin pek çok kolaylaştırıcı ve artırıcı nedeni olmasından dolayı tedaviler de multidisipliner bir yaklaşımı gerektirir. Tek bir tedaviden ziyade kombine tedavi modelleri tercih edilir.
İlk yapılması gereken; yaşam tarzında birtakım değişiklikler yapmak ve selüliti artırıcı faktörleri ortadan kaldırmaktır. Uygun diyet programları ve egzersiz uygulamak, ilaç kullanımına (özellikle hormonal ilaçlar) anksiyete ve stres kontrolüne dikkat etmek, sigara ve alkolden uzak durmak gerekir.
Selülit tedavisinde ultrason, termoterapi gibi yüksek frekanslı, termik ve vazodilatatör etkili yöntemler de kullanılır. Ayrıca pressoterapi denilen, havalı bir masaj aleti içeren bir fizyoterapi yöntemi de selülit tedavisinde destek tedavi amacıyla uygulanabilir.
Lenfatik drenaj tekniği de; lenfatik akımı uyararak hafif ve ritmik basınçlar kullanılarak uygulanıyor. Bu yöntem, eğitimli ve uzman kişiler tarafından, lenfatik akım yönünde uygulanırsa, ödemi de azaltarak selülit tedavisine destek olmaktadır.
Vücudun bitkisel ekstreler, yosun ve çamur gibi değişik maddelerle ve emdirilmiş sargılarla kaplanma işleminde; bu maddelerin zayıflatıcı ve vücut şekillendirici etkileri, vücut ölçülerinde azalmaya neden olan terleme ve basıncın kombine etkisindendir. Genellikle sıvı kaybına bağlıdır ve geçicidir. Derinin nemlenmesi için yararlı olmakla birlikte selülitte etkisi yoktur.